Ulucanlar'da 'Filistinli Çocuklara Yönelik Hak İhlalleri' Raporu Açıklandı

Ankara Ulucanlar Cezaevi Müzesi sinema salonunda Yeryüzünde Adalet Kadın Hukukçular Platformu öncülüğünde Kudüs ve Hukuk Platformu ile hazırlanan “Filistinli Çocuklara Yönelik Hak İhlalleri ve Soykırım Raporu “ kamuoyuna duyuruldu.

Programda, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü olması dolayısıyla uygulanmayan çocuk haklarını kutlamak için değil, dünyada, özellikle Gazze ’de, çocukların yaşadığı büyük trajediyi dile getirmek için bulunulduğu vurgulandı.

7 Ekim 2023 tarihinden itibaren saldırıların şiddeti artarak Gazze’de kadınları, çocukları, silahsız sivilleri, gazetecileri, hastaneleri, okulları, camileri, mülteci kamplarını, hatta kültürel mirası hedef aldığı, bombalamalarda fosfor bombası kullanıldığı, sivillere açlık ve susuzluk çektirildiği, enerji ve temel ihtiyaç maddelerine ambargo uygulandığı, İki milyon insan göçe zorlandığı, bölge halkı toplu yok etme politikasına maruz bırakıldığı,

7 Ekim 2023’ten bu güne kadar Gazze ’de 43.992 kişi şehit olduğu, bunlardan en az 17.492’i çocuk, 11.979’u kadın, yaralı sayısı ise 104.008 olduğu ve Gazze şeridinde 35.060 çocuk ebeveynini veya anne babasından en az birini kaybettiği ve İsrail'in 7 Ekim'de 2023'ten 1 Ocak 2024 tarihinde kadar Gazze'ye yönelik saldırılarında 9 bin 100 çocuğun yaşamını yitirdiği belirtildi.

 

Terör Örgütü İsrail'in sınır kapılarını kapatarak yardım girişine izin vermediği, Gazze Şeridi'nde şu ana kadar aralarında çocukların da bulunduğu, tespit edilebilen 41 Filistinli açlıktan yaşamını yitirdiği, aylardır süren yoğun bombardıman nedeniyle büyük yıkımın yaşandığı Gazze'de yüzde 70'i çocuk ve kadın olmak üzere, enkaz altında kaldığı tespit edilebilen 11 bin kişinin  hala kayıp durumda olduğu, İsrail saldırıları nedeniyle nüfusun yüzde 90'ı zorunlu göçe maruz bırakıldığı, Kış mevsiminin yaşandığı bu günlerde insanların derme çatma çadırlarda yaşadığı ifade edildi.

 

Raporda, "2023 yılında işgalci İsrail tarafından Filistinli çocuklara yönelik tespit edilen 77 yaşama hakkı ihlali, 268'den fazla yaralama, 236 tutuklama/gözaltı, 330'den fazla mülkiyet ve barınma hakkı ihlali, 9 okulda çocukları eğitim hakkından mahrum bırakma filleri gerçekleştirilmiştir." bilgisi ile,

Raporun, tarihe kayıt düşmek ve soykırıma delil oluşturmak amacıyla hazırlandığının altını çizilerek, "Rapor, 2023 yılı boyunca işgalci İsrail tarafından Filistinli çocuklara yönelik yapılan hak ihlallerine ve soykırıma ilişkin verileri ortaya koyduğu 2022 yılı raporu ile de  soykırımın 7 Ekimle başlamadığının  mevcut delillerden biri olduğu kamuoyu ile paylaşıldı. 

Başta yaşam ve korunma hakkı olmak üzere, eğitim, sağlık, barınma gibi temel hakların tanımında kullanılan evrensel bir kavram olan Çocuk Hakları, bugüne dek hiç bu kadar görmezden gelinmediği ve dünyanın gözü önünde masum çocukların bu kadar alçakça katledilmediği,

 


Bu saldırıların ve soykırımın , Uluslararası Hukuk, Savaş Hukuku, Uluslararası Ceza Hukuku kurallarını; Cenevre ve Lahey Sözleşmeleri’ni, BM Konvansiyonel Silahlar Sözleşmesi’ni, ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiği, İşgalci İsrailin, taraf olduğu bu uluslararası sözleşmelere uymadığı gibi bu sözleşmelerin hükümlerini açıkça hiçe saydığının altı çizildi.

Uluslararası örgütlerin, Gazze’deki çocukları koruma ve temel haklarını savunma konusundaki yetersizliği, insan hakları ihlallerinin ve soykırımın önlenmesini daha da zorlaştırdığı, Katil İsrail’in işlediği soykırım ve savaş suçları, cezalandırılması gereken ciddi eylemler olduğu, Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin 3. maddesi uyarınca, bu suçlara karışanlar adalet önünde hesap vermesi gerektiği, bu durumun takipçisi olunacağı,

ABD başta olmak üzere birçok ülkenin işgalci İsrail’e verdiği askeri, siyasi ve ekonomik destek, bu suçların devam etmesine imkan tanıdığı, İnsanlık vicdanının kanamasını durdurmak için bebek katili İsrail'in saldırılarının derhal sona erdirilmesi, Gazze’ye yönelik ambargoların kaldırılması ve insani yardım koridorlarının bir an önce açılması gerektiği,

Çocuk  hakların korunması, uygulanması ve denetlenmesi süreçlerinde devletlere, insan hakları örgütlerine, sivil toplum kuruluşlarına ve dünyanın vicdanlı insan hakları savunucularına da önemli görevler düştüğü, çocukların soykırım altında katledildiği Siyonist teröre karşı hukuki, akademik, ticari, siyasi ve askeri her alanda mücadele etmek hukukun, ahlakın ve insanlığın  bir gerekliliği olduğu ifadeleri kullanıldı.

 

İLGİLİ HABERLER