21 Kasım 2024
weather
11°
Künye İletişim
İstanbul
KAPALI
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

ULUSLARARASI BASIN TEŞKİLATI

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

UBT
ULUSLARARASI BASIN TEŞKİLATI
Tüm Kamuoyu ve Medya Mensuplarına Önemle Duyurulur.
Gazeteci; Haberleri dürüst, etik ve tarafsız bir şekilde araştırma, belgeleme,
yazma ve sunma ile görevli meslek profesyonellerine verilen genel isimdir.
Gazeteci; Tüm bilgi kaynaklarına serbestçe ulaşma ve kamu yaşamını belirleyen,
halkı ilgilendiren tüm olayları izleme, araştırma, istihbarat ve analiz hakkına
sahiptir. Gazetecinin karşısına çıkarılacak gizlilik ve sır gibi engeller, hukuka ve
uluslararası normlara uygun olmalıdır, asine davranış sergileyenler görevi
kötüye kullanarak suç işlemiş ve gazetecinin haber alma ve kamu adına haber
almasını engellemiş olurlar.
Gazetecinin hakları, halkın haber alma hakkının ve ifade özgürlüğünün, meslek
ilkeleri ise dürüst ve doğru iletişimin temelini oluşturur. Meslek ilkeleri
gazetecinin, basın - yayın organlarının özdenetimini öngörür ve değerlendirme
mercii öncelikle vicdanlardır. Dolayısıyla basın yayın organları yöneticileri ve
gazeteciler medya ve dijital ortamda meslek ilkelerine uymalı, uyulmasını
gözetmelidir.
Gazeteci olmadıkları halde çeşitli biçimlerde gazetecilik faaliyetine katılanlar da
bu sorumluluklar kapsamındadır.
Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi; Dijital platformlarda yapılan
yayıncılık, gazete ve dergilerin sosyal medyadaki faaliyetlerini de kapsar. Günlük
yahut süreli, yazılı, görüntülü, sesli elektronik veya dijital basın ve yayın
organında, kadrolu, sözleşmeli ya da telif karşılığı, haber alma, işleme, iletme
veya görüş, fikir belirtme görevi üstlenen ve asıl işi ile başlıca geçim kaynağı bu
olup, çalıştığı işletme ile ilgili yasalar karşısındaki konumu bu tanıma uygun
olanlar gazetecidir.
Basın ve yayın alanındaki her işletme, çalıştırdığı gazetecileri hukukun
gazetecilere tanıdığı sendikal örgütlenme de dahil olmak üzere tüm haklardan
yararlandırmak zorundadır.
Gazeteci bu amaçla her türlü sansür ve oto sansürle mücadele eder, önce halka
ve gerçeğe karşı sorumludur.

Bu sorumluluk kamu otoriteleri ve işverenine olan sorumluluklarından önce
gelir. Bilgi ve haber ile özgür düşünce, herhangi bir ticari mal ve hizmetten farklı
olarak toplumsal nitelik taşır. Gazeteci, ilettiği haber ve bilginin sorumluluğunu
üstlenir.
Gazetecinin özgürlüğünün içeriğini ve sınırlarını, öncelikle sorumlulukları ile
meslek ilkeleri belirler.
Gazeteci; Halkın bilgi edinme hakkı uyarınca, haber alma, yorum yapma ve
eleştirme özgürlüğünü kullanırken kendi açısından sonuçları ne olursa olsun,
gerçekleri çarpıtmadan yazmak ve aktarmak zorundadır.
Gazeteci; Başta barış, demokrasi, hukukun üstünlüğü laiklik ve insan hakları
olmak üzere; insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı
savunur.
Gazeteci; Milliyet, ırk, etnisite, cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yönelim, dil, din,
mezhep, inanç, inançsızlık, sınıf, dünya görüşü ayrımcılığı yapmadan tüm
uluslar, halklar ve bireylerin haklarını tanır, saygı gösterir.
Gazeteci; İnsanlar, uluslar ve topluluklar arasında nefreti, düşmanlığı körükleyici
yayından kaçınır.
Gazeteci; Bireylerin, toplulukların ve ulusların kültürel değerlerini, inançlarını
veya inançsızlığını saldırı konusu haline getiremez, küçümseyemez, alay
edemez.
Gazeteci; Ne olursa olsun şiddeti haklı gösterici, özendirici ve savaşı kışkırtıcı
yayın yapamaz, kaynağını bilmediği bilgi ve haberleri yayınlayamaz, kaynak açık
olmadığında, yayınlamaya karar verdiği durumlarda da kamuoyuna gerekli
açıklamayı yaparak uyarılarda bulunur.
Gazeteci; bilgiyi saklayıp yok edemez, görmezlikten gelemez, metinler ve
belgeleri değiştiremez, halkın haber alma hakkıyla doğrudan bağlantılı olmayan
hiçbir amaç için izin verilmedikçe kamunun ihtiyacı bu doğrultuda değilse hiç
kimsenin özel yaşamın gizliliğini ihlal edemez.
Gazeteci, yayınlarıyla ilgili her yanlışı en kısa sürede düzeltmekle ve
gerektiğinde özür dilemekle yükümlüdür.
Gazeteci bu nedenle yapacağı haberde düzeltmek ve özür dilemek zorunda
kalmayacak şekilde bilgi ve haberi üzerine titreyerek istihbarat ve analizden
sonra yapmalıdır, cevap hakkını, kötüye kullanılmaması ve kabul edilebilir

biçimde yapılması kaydıyla saygılı olmalıdır, bilgiye erişim faaliyeti sırasında ve
sosyal medyada kimlik gizleme gibi yanıltıcı yöntemler kullanamaz.
Gazeteci, bir bilginin, haberin yayını ya da yayınlanmaması karşılığı hiçbir maddi
veya manevi menfaat sağlayamaz.
Gazeteci, konumu ne olursa olsun haber kaynağı olarak kişi ve kurumlarla
iletişimini ve ilişkisini meslek ilkelerini gözeterek yürütür.
İlan, reklam kaynaklarından herhangi bir telkin, tavsiye alamaz, maddi çıkar
sağlayamaz, hangi konuda olursa olsun, elde ettiği bilgi ve belgeleri kendi
yararına asla kullanamaz, ulusal ve uluslararası politikalar hakkında yayın
yaparken öncelikle halkın haber alma hakkı, mesleğin temel ilkeleri ve
özgürlükçü demokrasi ölçütlerini göz önünde bulundurmalıdır.
Gazeteci, öncelikle mağdurun, güçsüzün, yoksulun, ötekileştirilenin ve “sesini
duyuramayanların” sesi olmakla yükümlüdür.
Gazeteci olarak İster beğenin ister beğenmeyin, bir siyasetçinin yaptığı
açıklamaları çarpıtmaya kullanmadığı ifadelerden anlam çıkarmaya, ifadesini
çarpıtmaya ve ben böyle anladım demeye asla hakkı yoktur.
O' politikacıyı sevmeme hakkı vardır, İsterse söz konusu habere, o siyasetçiye
muhalif kesimlerin görüşlerini de çarpıtmamak kaydıyla aynı haber içerisinde
kıyaslanması adına yansıtabilir.
Gazeteci bir siyasi partiyi tutuyor olabilir ama, o siyasal partinin yaptığı
etkinliklere katılanların sayısını abartmaya, özendirmeye hakkı yoktur, objektif
olmalı değerlendirmeyi kamuoyuna bırakmalıdır.
Peki gazetecilerimizin içerisinde bu görevi en iyi şekilde yerine getiren kaç kişi
sayabiliriz?
Türkiye'de gazeteciliğin tarihi yeni diyebileceğimiz bir süreç içerisinde doğdu ve
gelişmeye başladı. 1831 yılında Takvim-i Vakayı ismiyle çıkan ilk gazetemizle
başlayan serüven, hem entelektüel hayatın vazgeçilmez bir parçası oldu hem de
yeri geldiğinde en büyük propaganda aracı olarak kullanıldı.
Bunun en güzel örneğini dünya savaşı ve kurtuluş savaşı’ nda görüyoruz.
Harp mecmuası, hakimiyet-i milliye, irade-i milliye, el hakika, tanin, sabah,
volkan gibi kimi Türk milleti lehine kimi ise düşmanların lehine yayın yapan
gazeteleri örnek olarak gösterebiliriz.

Ancak hiçbirinde “bağımsız’’ ya da “tarafsız” vurgularını bulamayız. Çünkü işin
özünde taraflılık vardır.
Türkiye'de gazetecilik yapan Türk soylu gazeteci sadece Türkiye'den taraf
gazetecilik yapmalıdır.
Türk milletine mensup bir gazetecinin hiçbir yabancı vakıf, iş insanı, kurum,
kuruluşun talepleri doğrultusunda çıkar sağlayarak veya bila bedel ülkesini
karalayıcı haber yapması asla söz konusu değildir.
Yaşadığı coğrafyada bağlı olduğu millete kimliğini taşıdığı devlete ihanet
gazetecilik olamaz, bu durum hiçbir şartta kabul edilemez.
Bu nedenle ülkemizin kurucusu Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk halkın
doğru haber almasını sağlamak adına milli bir haber ağını kurmuş adını (A.A)
Anadolu Ajansı ilan etmiştir. Kurulduğu günden günümüze kadar gelen süreçte
Türk milletinin itibar ettiği gerçek gazetecilik yapılmaktadır.
Yaşadığımız dünyada hiçbir şeyin tarafsız olmadığı, hiç kimsenin yazdıkları ve
söyledikleriyle tarafsız olamayacağını çok iyi biliyoruz.
Bu sebeple baştan “bağımsız-tarafsız gazetecilik” söylemi boşa düşmüş
olmaktadır.
Bu çerçevede her gazeteci de bir taraftır.
Meselemiz de “Türkiye tarafında mısın yoksa değil misin?” sorusunun
cevabında saklıdır.
Bu nedenle gazeteciliğin ülkelerde halkın gözünde zamanla 1. kuvvet zamanla 4.
kuvvet olarak adlanması söz konusudur.
Milletin toplumsal ahlakının yapılanmasında, sosyal, kültürel yapısının
değişmesinde önemli rol oynayan görsel medya zamanla devletlerin bu durumu
incelemesi için oluşturdukları kurum ve kuruluşlar farkında olarak veya
olmayarak ciddi kontrollerden kaçındığında ise milletin etkileşiminin önüne
geçmesi zor durumlarla karşılaştığı görülmektedir.
Milletin genel kültürünün kabul görmeyeceği yayınları örtülü bir şekilde gizli
gizli işleyerek faaliyetler yürütüp amacın toplumu bozmak, değerlerinden
uzaklaştırmak olarak işlenen yayınlar gerçek gazeteciler tarafından anında
dillendirilip ilgili mercilerin uyarılması görevi vardır. Toplumu kutuplaştıracak
yayınları görmemezlikten gelip devletin ilgili kurumları nasıl olsa görüyordur
şeklinde duymamazlık ve umursamazlık gazetecilik mesleğine aykırıdır.

Bu nedenle yapılmak istenen fikirlerinin oluşumu ve duyulması istenmeyen
olguları ortaya çıkarması nedeniyle gazeteciliğin 4. güç olduğu söylenir.
Bu yaklaşıma göre, temsili parlamenter demokrasilerdeki yürütme, yargı ve
yasama ayrı haberde ise tarafsızlık kapsamında gazetecilik ön plana çıkar.
Tüm bu yaşananlar sürecinde hala ülkemizde gazetecilik mesleği adına tv
ekranlarında konuşanlar dışında alanlarında uzman olan akademisyenlerin
yaptıkları açıklamalarda işin ülke yönetimiyle ilgili kısımlarında bir tarafın
sözcüsü gibi konuştuğu artık toplumumuzun her kesiminin anlamasını
sağlayacak duruma gelmiştir. İlkeli gazetecilik yapan bir elin parmağını
geçmeyecek kadar az olduğu ülkemizde meslek ilke ve ahlak kuralları yerle bir
olmuş gazeteciliğin saygınlığı siyasiler ve halk nezdinde yok olmuştur.
Halkın istek ve taleplerini için yerel ve genel yönetim arasında köprü olarak
bilinen gazetecilik mesleğinin itibarı halk nezdinde yok hükmüne düşmüştür.
Gerçek ve dürüst habercilik kalkmış kutuplaşmış siyaset içerisinde ülkeden yana
taraf bırakılmış adeta siyasetin sözcülüğüne soyunmuş gazetecilik başlamıştır.
Uluslararası Basın Birliği olarak başta her konuda ülkemizden taraf olmanın
zaruri olma gerçeğini kabul eden bir yönetim anlayışı ile gerçek gazeteciliğe
hasret basın mensuplarının katılımcı, üreten, haberi basın meslek ahlak ve
kuralları içerisinde yaparak örnek duruş sergileyip 4. kuvvet medyanın
saygınlığına yeniden kavuşması için mücadele etmek gerçek gazetecileri bir
araya getirmek artık bir vazife olmuştur.
Ülkemiz Türkiye başta olmak üzere soydaşlarımızın yaşadığı coğrafyalarda aynı
sıkıntılı sürecin olduğu bilinmektedir. Haçlı anlayışı ile ülkemiz ve Türk
cumhuriyetleri üzerine oynanan oyunlar görülmemekte olup ülkemiz içerisinde
nereden geldiği belli olmayan adeta gizli ellerle servis edilen bazı akla aykırı
haberler başta sosyal medya olmak üzere ana akım medyada da zamanla
görülmektedir. Bu ve benzeri durumlar her geçen gün artmakta olduğu
gözlenmektedir. Bu duruma sessiz kalmak gerçek gazeteciler için kabul edilmesi
imkansız sayılacak bir durumdur.
Birlikte kuvvetin doğduğu ve güçlü olunacağı düşüncesiyle resmi ve yasal olarak
başta ülkemiz Türkiye olmak üzere Türk Cumhuriyetlerine ve ülkemiz aleyhine
yapılan yapılmakta olan haberlere güç birliği ile ilkeli ve ülkesine taraf gerçek
gazetecilik yapılması adına "Uluslararası Basın Teşkilatı" olarak harekete geçme
kararı almış bulunmaktayız.

Başta ülkemiz olmak üzere Türk yurtları ve dünya üzerinde gazetecilik mesleğini
hür ve özgürce tarafsız, bağımsız ve çıkarsız habercilik yapan gazetecilik meslek
ahlak ilke kurallarını dikkate alarak mücadele edenlerin toplanacağı çatı olarak
"Uluslararası Basın Teşkilatı" bu misyonu üstlenmeye hazırdır.
Kamuoyuna ve gazetecilere saygıyla duyurulur.

İletişim: ULUSLARARASI BASIN TEŞKİLATI 

YÖNETİM KURULU

Elektronik Posta:
[email protected]